Haberci Gazetesi

Hissedilen Sıcaklık ile Normal Sıcaklık Arasındaki Fark Nedir?

Hissedilen Sıcaklık ile Normal Sıcaklık Arasındaki Fark Nedir?
111
28 Şubat 2018 - 18:49

‘Hissedilen sıcaklık’ olarak nitelendirdiğimiz şey, insanın, beden ısısını 37 derecede tutmaya çabalayan bir canlı türü olmasından dolayı, başka bir deyişle termodinamik bir sıcaklık kaynağı olması nedeniyle ortaya atılmış bir sıcaklık ifadesidir.

İnsan, örneğin bir taş, termometre veya kertenkele olsaydı; etrafı ile aynı sıcaklığa gelene değin termal enerji değişimi yapacak ve hissiyat farklılığı yaşamayacaktı. Fakat termal sensörleri, termometrede olduğu gibi çevreyle ısıl dengeye erişemeyeceği için; sıcaklığa ilişkin algılayışı, etrafıyla yaptığı ısı alışverişi miktarı ve hızıyla alakalıdır.

İnsan, 37 dereceden küçük bir T sıcaklığındaki hava ortamına bırakıldığında, vücut yüzeyi ile onu çevreleyen hava tabakası arasında 37’den T’ye bir sıcaklık gradient’i oluşana dek çevreye hararetini yayar. Ve hava tabakası hareket etmediği, kendi öz enerjisiyle ısıttığı sıcak hava bir rüzgarla uzaklaşıp yerine soğuk hava gelmediği müddetçe, T ne denli küçük olursa olsun etrafıyla dengeye girdiği için ısı kaybı yaşamayacağından, üşümez.

 

Özellikle hava durumu bültenlerinde sıkça işitiriz: Sıcaklık – hissedilen sıcaklık. Peki aralarındaki fark nedir?

İnsanın, kendisini kuşatan bu hava tabakasından sıyrılabilmesi için güçlü bir esinti gerekir. Aksi halde insan, yürürken çevresindeki havayı (bkz: Aura) beraberinde taşır ve şayet koşmaya başlamamışsa da, havayı yararak ilerlediği söylenemez. Yani devamlı esinti, dengeyi, oluşan gradienti bozar. Dahası, kişinin etrafı ile ısıl dengeye gelebilmesi için enerji harcamasına sebep olur.

Harcanan enerjiyi belirleyen önemli bir etken de ısı sığasıdır. Isı sığası: Ünlü kelmacit formülünde ifade edildiği biçimiyle, herhangi bir maddenin ısısını değiştirmek için harcanması icap eden enerjiyi belirler. Havadaki nem oranı yükseldikçe ısı sığası artar, diğer bir deyişle; kişinin vücut yüzeyinin etrafındaki havayı bir derece arttırabilmesi için gereken enerji miktarı artar. Suyu bir ‘fazla nemli hava’ olarak ele alırsak; 0 derecede sokakta gezmek ile 0 derecedeki denize girmek arasındaki üşüme oranları karşılaştırılarak, ısı sığasının üşüme üzerindeki etkisi anlaşılabilir. Deniz müthiş bir biçimde enerjinizi emerken, nemsiz kuru hava, ısı sığası düşük olduğundan sıcaklığını arttırmak için enerjinizi bitirmeyecektir.

Webdesign Ultra Netzwerk