İNSAN hayallerinin peşinden inanarak gitmeli. Ortaya koyduğunuz eforun geldiği noktaya bakarak mutlu olabiliyorsanız, kendinize has bir çizgi ve ekol oluşturabilmişsiniz demektir. Araştıran, değerlendiren ve yorumlayıcı üslubu ile Almanya coğrafyasındaki kayıp tarihimize sahip çıkan Dr. Latif Çelik’i anlatmak benim için kolay olmasa da içimden gelenleri yazıya dökmem gerek diyerek başlıyorum klavyemi kullanmaya.
Yazabildiğim kadar bir sessiz başarı hikayesine ışık tutmak isterim siz okuyucularımız için. Türklerin Almanya tarihi ve bu ülkedeki Türk diasporasının yaşantılarına odaklanan çalışmaları ile kendine has bir ekol oluşturan Türk asıllı Alman Tarihçi Dr. Çelik, Almanya coğrafyasının tozlu arşivlerdeki izlerini araştırmaları ile bilinir. Türklerin Almanya tarihi denince ilk akla gelen isim, tarihsel bağlamda soru yöneltilecek ciddi bir araştırmacı akademisyendir. Mütevazi kimliğinin aksine bitmez tükenmez enerjisi ile günlerini devlet arşivleri, saray kronikleri ve şehir kütüphanelerinde geçiren Çelik’in azmine hayran olmamak mümkün değil. Türklerin genelde Avrupa ve özelde Almanya ile olan ilişkileri konusundaki çalışmaları ile tanınan Çelik, Türkiye ile Avrupa arasındaki kültürel ve tarihi bağları vurgulayan önemli belgesel araştırmalar yapmış, bu bağlamda çeşitli sergiler, konferanslar ve etkinlikler düzenlemiştir.
Çalışmalarında, Osmanlı döneminden başlayarak günümüz Türkiye’sine kadar olan süreçte, Türklerin Avrupa’daki etkilerini, kültürel katkılarını ve sosyal entegrasyonlarını medern tarih metodolojisi ile inceleyerek iki milletin ortak tarihsel birikimine ciddi katkılar sağlamıştır. Avrupa’da Türk varlığı ve bu coğrafyalardaki kültürel izlerini kamuoyuna tanıtmaya yönelik yayınlar yaparak, kendine has bir farkındalık ortaya koymuş durumdadır.
Özellikle Almanya’da, Türk işçi göçünün tarihini ve Türk toplumunun Avrupa’daki evrimini anlatan çalışmaları kaynak eserler konumundadır. Türklerin entegrasyon sürecini ve kimlik erozyonuna uğramadan şekillenen sürecini açık bir dil ile anlatan cümleleri Latif Çelik’ten dinlemek tarihseverler için ayrı bir zevktir.
Dr. Latif Çelik’in akademik – belgesel arşiv çalışmaları geniş bir kitleye ulaşmış ve Türk kültür mirasının korunması ve tanıtılmasına hizmet etmiştir. Bu bilgiler ışığında ortaya koylulan eserlerin takibi Türklerin Avrupadaki kimlik inşaasını anlayabilmek adına önem arzetmektedir.Türkiye’de bilimsel tarih calışmalarını takip eden üniversitelerde verdiği ders, seminer, konferans ve değer faliyetleri ciddi bir kabul gören Dr. Çelik’in bilimsel arşiv faliyetleri genel bağlamda 5 ayrı kategoriye evrildiği farkedilmektedir. Yaşadığı Almanya’dan göçmenler ve yerliler adına önemli çalışmalar yapan Latif Çelik’ten toplumsal anlamda beklentilerimizi kısaca belirtmek isterim.
TÜRK DİYASPORASININ YENİ KUŞAKLARI
Avrupa’da, özellikle Almanya’da yaşayan Türklerin ikinci ve üçüncü nesilleri üzerinde daha fazla durabilir. Bu nesillerin entegrasyon süreçleri, kimlik arayışları, eğitim ve iş hayatın daki başarıları ile kültürel köprü ler kurma çabaları önemli araştırma konuları olabilir. Özellikle genç neslin toplumsal katkıları ve Türkiye ile olan bağlarının incelenmesi, Çelik’in diaspora çalışmalarında yeni bir perspektif sunabilir.
AVRUPA’DAKİ İSLAMOFOBİ VE GÖÇMEN KARŞITLIĞI
Avrupa genelinde artan İslamofobi ve yabancı düşmanlığı, özellikle Müslüman Türkler gibi göçmen topluluklarını da etkileyen önemli bir sorun. Çelik, bu konuda araştırmalar yaparak, Avrupa’da yaşayan Türklerin karşılaştıkları zorluklar ve bu zorluklara nasıl yanıt verdikleri üzerine çalışmalar yürütebilir. Bu bağlamda sosyal uyum ve entegrasyon stratejileri üzerine odaklanabilir.
AVRUPA-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE KÜLTÜREL DİPLOMASİ
Avrupa ile Türkiye arasındaki kültürel diplomasi ve karşılıklı etkileşimler, özellikle günümüz politik ikliminde önemli bir çalışma alanı olabilir. Dr. Latif Çelik, bu ilişkilerin tarihsel arka planını ele alarak, günümüzde iki taraf arasındaki ilişkilerin kültürel ve sosyal dinamiklerini daha geniş bir perspektiften inceleyebilir.
GÖÇÜN KÜLTÜREL MİRASI VE SANATSAL YANSIMALARI
Avrupa’ya göç eden Türklerin, sanat, edebiyat ve müzik gibi kültürel alanlardaki etkilerini derinlemesine inceleyebilir. Göçmenlerin kültürel mirası, Avrupa’nın sanat ve kültürel ortamına nasıl katkıda bulunduğu, bu mirasın korunması ve sonraki kuşaklara aktarılması gibi konular üzerinde çalışabilir.
OSMANLI VE AVRUPA ARASINDAKİ TARİHSEL BAĞLARIN YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ
Çelik, Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa üzerindeki etkilerini ve iki taraf arasındaki tarihsel ilişkileri daha geniş bir perspektiften yeniden değerlendirebilir. Özellikle Osmanlı döneminde Avrupa’ya göç eden Türkler ve Osmanlı mirasının Avrupa’daki yankıları üzerine yeni araştırmalar yapabilir.
Hem akademik çevreler hem de Avrupalı Türkler tarafından ilgi görebilecek bu yeni alanlar Dr. Latif Çelik’in mevcut çalışmalarını daha da ileriye taşıyabilecek önemli başlıklar olacaktır. Unutmayalımki göçmen toplumun ilk istediği kendi entellektüellerinden, sonra ise yaşadıkları ülke yönetimlerindendir. Her iki yönde seslerini duyurabilen yeni kuşak kuşak göçmenler ise başarı ve yükselişte engel tanımayanlardır.